Tatil Fiyatları Bu Yıl Bütçeleri Ne Kadar Zorlayacak?
Tatil fiyatları bu yıl hangi aralıkta? Aile tatilinin maliyeti ne kadar? Dört kişilik bir ailenin bir haftalık tatil masrafı ne kadar? Başlığa ve giriş cümlesine bakıp gezelim görelim tarzı bir şeylerden bahsedeceğimi sanmış olabilirsiniz ama işin aslı öyle değil. Tatilde gittiğim yerlerde yediğim kazıkları anlatacağım biraz. Bundan sonra nereye gideceğimi daha detaylı araştırarak gideceğim. Gerekirse gitmeyeceğim ama göz göre göre kazıklanmaktan nefret ediyorum. Birde kendi ayağımla gidip kazıklanmak için gönüllü olmak istemiyorum.
Bloglarımda paylaştığım güncel içerikleri instagram sayfam üzerinden de takip edebilirsiniz. Yeni kurduğumuz facebook grubumuza katılarak bizlerle fikir alış verişinde bulunabilirsiniz.
İçindekiler
Tatil Fiyatları – En Çok Gidilen Yerler
Bilinen tatil yerleri dendiğimizde akla ilk gelen Çeşme, Kuşadası, Didim, Bodrum ve Akdeniz sahilleri gibi yerler oluyor. Buralarda tatil fiyatları dediğimizde, fiyatların fahiş olduğunu hemen hemen herkes bilir ve bu bölgelerde tatil yapacaksanız kendinizi ona göre hazırlarsınız. Eğer her şey dahil sistemde bir tatile gitmiyorsanız, her şeyin fiyatı havaalanı tarifesi üzerinden olacağından şüpheniz olmasın.
Geçen sosyal medyada da bir paylaşım gördüm. Turistlere akşam yemeğine 850 euro hesap gelmiş adamlar bunu sosyal medya üzerinden paylaşmış. Bunu övünmek için değil yediği kazıktan herkesin haberdar olması için yapmış. Asgari ücret üzerinde bir hesap insanın sinirlerini zıplatmaya yeterde artar bile.
Tatil Fiyatları Adamına Göre Değişebiliyor – Çifte Tarife
Tatil fiyatları, genellikle yerli turistlere farklı yabancı turistlere farklı fiyatlar uygulanıyor. Bize 5.000 TL gelen hesap yabancı turistlere 500 euro olarak gidiyor. Yerli veya yabancı farkı olmaksızın herkes kazıklanıyor ancak yabancılara yapılan uygulama çok acımasız. Kuşadası nın yerlisi bir arkadaşım var. Bana öyle şeyler anlattı ki ağzım açık dinledim. Bu ülkeye hala turist geliyorsa oturup şükretmemiz gerekiyor. Günlük tur gemileriyle Kuşadası limanından giriş yapılıyor. Tur otobüsüyle öne Selçuk Meryemana ziyaret ediliyor ardından defile izleyeceğiz denen turistler deri ceket satış mağazasına götürülüyor, sonra halı kilim sergisi diye halıcı dükkanına götürülüyor son olarak serbest dolaşsınlar diye Kuşadası merkezindeki çarşıya bırakılıyorlar ve akşam gemiyle ayrılıyorlar. Bu süreçte başlarına neler geliyor neler. Cem Yılmaz’ın GORA filmindeki tiplemesi var ya Arif Işık, işte o gerçek.
Siz Turizmin Katilisiniz
Yabancı rehber eşliğinde gelen kafilelere, tur rehberleri bazı öğütler veriyor. Mesela “ne alırsanız alın pazarlık edin”, “size söylenen fiyatın yarısını teklif edin”, AVM ler den alışveriş etmeye çalışın, yemek yemeden önce fiyatları öğrenin daha sonra size gelen hesapla karşılaştırın”. Bunlar duyan bir turist ister istemez su alırken bile tereddüt ediyor. Doğru ve dürüst iş yapan yerlerde dahi turistler aynı şekilde çekiniyor. Turistle de haklı çünkü kimin dürüst kimin dolandırıcı olduğunu bilmiyor. Bu telkinlerle gelen yabancı turist eğer günübirlik geldiyse para harcamıyor daha uzun süreli geldiyse otelinden dışarı çıkmıyor. Sonrasında turizm geliri düştü diye ağlanıyoruz. Durum böyle olunca tatil bölgesi esnafı yerli turiste dönüyor ve hıncını bizden çıkarıyor. Bizde yediğimiz kazığın farkında olduğumuz için farklı alternatifler araştırmaya başlıyoruz. Eskiden ülkemizde yerli turistlere her şey dahil tatil imkanı verilmiyordu. Yabancı turistler gelip her şey dahil sistemiyle bizden daha ucuza tatil yapıp gidiyordu, şimdi bizlerde tatil yapacaksak her şey dahil sistemi arıyoruz ve otelden dışarı çıkmak istemiyoruz. Tatil fiyatları böyle olduğunda, tatilciler kendini belirli bir alana kapatıp yerinden kıpırdamıyor. Bu durumda kim kazanıyor?
Otel Sektörü
Her şey dahil sistemi uygulanmaya başladıktan sonra oteller eskisi kadar para kazanamadığını her fırsatta dile getiriyor. Sektörün devamlılığı için çareler bulmaya çalışıyorlar ancak insanlar tatilde ne kadar para harcayacağını en azından yaklaşık olarak bilmek istiyor. Dört kişilik bir aile butik otelde kalıp üç öğünü dışarda yese birde üzerine biraz alışveriş ve sahil mekanlarına gitse bir haftada 2.000 euro civarı para harcamak zorunda kalır. Durum böyle olunca her şey dahil sistemindeki otellere talep patlıyor. Talep varsa elbette birisi, öyle yada böyle bu talebi karşılayacak. Pastadan pay almak isteyen otellerde mecburen her şey dahil sistemden kurtulamayacak.
Sahil Mekanları (beach club)
Tatil bölgelerinin olmazsa olmaz işletmeleri. İçeri giriş ücretli, otopark ve vale ücreti, içerde hava alanı fiyatları, ilgisiz çalışanlar v.s. Bu saydıklarım az çok tüm sahil mekanlarında böyle, eğer farklı deneyiminiz varsa paylaşabilirsiniz. Şezlong için standart ücret dörtlü oturma grubu farklı ücret. Fiyatlar can yakmaya yetiyor. Birde ara sıra ünlü birkaç isim bu mekanlara geliyorsa iş o zaman fiyatlar daha kallavi oluyor. Bu eleştirileri duyan işletmeler “kimseyi zorla getirmiyoruz, isteyen gelir istemeyen gelmez” deyip sıyrılıyor işin içinden.
Neden fiyatlar yüksek?
Turizm ve otelcilik üzerine yıllarını vermiş bir ahbabımla bu konu üzerinde biraz sohbet etmiştik. Sektörün ahlak yapısından maliyetlerine, çalışan personelin niteliğine varana kadar oldukça detaylı bir sohbetti. Maliyetlerin yüksek olmasındaki en büyük sebebin birkaç nesilden beri devam eden küçük işletmelerin olmaması olarak özetledi.
Bir aile düşünün üç nesilden beri bir restoran yada butik otel işletiyor. Mülk kendilerine ait. Çalışan personelin yarısı aile üyelerinden oluşuyor. Bulundukları bölgenin yerlisi olarak tanınıyorlar. Üç nesilden gelen işletme deneyimi, düşük maliyetler ve kullandıkları malzeme ve ekipmana en ekonomik şekilde erişebiliyorlar. Üzerine birde devletten bazı imtiyazları ve teşvikleri var. Bu işletmelerin her şeyden önce ekonomik olarak dayanma ve rekabet şansı olur. Yunanistan’da fiyatlar işte bu sebeplerden dolayı daha uygun.
İkinci olarak ticari ahlak yada ahlaksızlık geliyor. Tatil sezonu içinde toplayabildiği kadar çok para toplamak için her yolu mubah gören bir zihniyetle verdiği hizmetin karşılığını almak için uğraşan iki farklı zihniyetin çatışmasını ahlaksız olanın kazandığı sürecin sonucunda fiyatlar kontrol çıkıyor.
Yurtdışı Tatili
Eşim sürekli olarak yurtdışında tatil yapmak istediğini söylüyor ancak ben yurtdışına gidip para harcamak istemiyorum. Param ülkemde kalsın, ülkemde dolaşsın istiyorum ama benim harcamam devede kulak bile değil. Kendi ülkemde tatil yapmak istiyorum ama bu koşullarla yurtdışı tatili bana bile cazip geliyor. Yurtdışı tatiline karşı olmamdaki en büyük neden vize istenmesi. Hem adamların ülkesine gidip para harcayacağım hemde ülke girişinde benden bir sürü evrak kürek isteyecek ve zorluk çıkarak. Bunu da istemiyorum ama bu gidişle yurtdışında tatil yapacağım. En azından bu kadar para harcayacaksam hem karşılığını alırım, hem kötü muamele görmem, hem rehber eşliğinde gezerim hem de yeni yerler görmüş olurum.
Vizesiz Yurtdışı Tatili
Yunan adaları son dönemde, vizesiz girişleri ve ekonomik olması yönüyle çok fazla tercih ediliyor. Pasaportunuzla giriş yapabiliyorsunuz. Birkaç günlük tatil, yeme, içme, konaklama dediğimiz zaman kendi turizm katillerimize ödediğimizin çok altında rakamlara çıkıyor. Bu koşullarda kim olursa olsun gider.
Bu Sistem Nasıl Düzelir?
Bu gidişle turizm ülkemizde bitme noktasına gelecek ve sonunda yeni yapılanmaya gidecek gibi duruyor. Sonuçta ülkemizde serbest piyasa ekonomisi uygulanıyor. Her satıcı ürün ve hizmetlerinin fiyatını serbestçe belirleyebiliyor. Belirlenen fiyatlar eninde sonunda bir standarda kavuşacak ancak her şey fiyat değil. Eğer ödediğim bir para varsa karşılığını almak istiyorum. Tatil beldelerinde bir yemek yiyorsam şehir merkezindeki gibi standartlarda temizlik ve hizmet almalıyım. Kirli masalar, ilgisiz hizmet elemanları birde üzerine fahiş fiyatlar uygulanırsa turizm elbette bitme noktasına gelir. Bundan yirmi yıl öncesinde kur farkından dolayı ülkemizde rahat eden turistlerde artık ülkemize gelmiyor. Sistemin düzelmesi için gerekirse yasal önlemler alınmalı, standart uygulamalar getirilmeli ve çok ciddi mekanizmalarla denetlenmeli. Ben bu işin başında olsam şöyle yaparım böyle yaparım diyenler gibi atıp tutmak istemiyorum çünkü ülkemizde bakanlık düzeyinde temsil edilen bir konudan söz ediyorum. Elbette bu konunun yetkin ve profesyonel karar vericileri ve tasarımcıları vardır. Dünya üzerinde bizimde ciddi söz sahibi olabileceğimiz turizm konusunda köklü düzenlemeler yapılmalı ve bacasız sanayimizden hem biz hem yabancı turistler hem de turizm sektörü faydalanmalı.
İlginiz çekebilir: 1970 ler Hayranlığım